İnsanı insan yapan aslı, fizikselliğinin ötesinde soyut kavramlardan oluşan özellikleridir. Hisleri, düşünceleri, davranışları, duyguları, konuşması, ruhsal yönleri… Hepsi belli bir enerjiye sahip.
Bizi biz yapanlar dengede ise mutluyuz. Denge neyi getirir? Farkındalık, güçlü hafıza, immün sistem, hayatın içinde tam varoluş, neşe, ruhsallık. İşte bu yüzden ruh ve beden birbirleriyle dengeli ve uyum içinde olmak zorundadır. Canlı canlılığını belli denge içinde sağlar. Kainatta her şey bir denge üzerine kuruludur. Yıldızlar, mevsimler gezegenler, güneş, dünya ... Bu yüzden vücudun kendisi ve çevresi ile dengesindeki aksamalar kişiyi kalitesiz yaşama sevk edecektir.
Yaşadığımız hayatın içinde hangi noktada sıkıntı zorluk, mutsuzluk, tatminsizlik, yetersizlik ya da hastalık hissediyorsak, bedendeki enerji merkezlerinde, meridyenlerde, akupunktur noktalarında dengesizlik vardır.
Fiziksel bedenimizin farkındayız, peki enerji bedenimizin farkında mıyız? Yaşamı mümkün kılan görünmeyen bu enerjinin hareketidir, varlığıdır.
Çi, Ki , Prana, Yaşam Enerjisi. Hepsi farklı kültürlerde sahip olduğumuz yaşam gücünü ifade eder.
Çi vücudun aktivitesini sağlar. Çinin ulaşmadığı hiçbir organ yoktur. Akupunktur Meridyenleri içerisinde tüm vücudu dolanır. Akışın bozulması durumunda semptomlar(belirtiler) ortaya çıkar. Organlarda problem varsa yeterli çi almıyordur.
Vücut Çi si 2 ayrı Çi’nin birliğinden oluşur.
- 1- Konjenital Çi(Esas Çi,Ata Çi) :Doğuştan gelen çi.
- 2- Akkiz Çi:( Doğum sonrası alınan Çi): İki bileşeni vardır.
- -Akciğerlere solunumla alınan inhale Çi
- -Topraktan besinlerle alınan Çi
Kan Çi nin maddeleşmiş halidir.
Yin ve yang dengesi için yeterince Çi gelmesi gerekir. Bu Çi’lerde eksiklik varsa vücut Çi’ si dengesini kaybediyor.
Çeşitli duygulanımlar yaşıyoruz. Duygular bizim için insan olarak bizi biz yapan kavramlar. Ama bu duyguları içimizde acı yaratacak şekilde, enerji blokajına sebep olacak şekilde yaşıyorsak o zaman sorun var. Bir haber alıyoruz şoktayız nefesimizi tuttuk. Havadan gelen Çi’ yi engelledik. Bir konuyu takılı kaldık , ilerleyemiyoruz. Yemek yiyoruz ya da tamamen yemeyi kestik. Besinsel Çi dengesi bozuldu. Bedenimizde enerji akışı bozuluyor. Zaman geçiyor. Unuttuk sanıyoruz ama, kayıtlı duruyor. O anda çözümlememişsek olanları hücresel hafıza, bilinçaltı kayıtları bizi etkilemeye devam ediyor. Üstelik benzer olayları kendine çekerek güçlenerek büyüyor. Enerji akışımız bozuluyor. Sonrasında bu akışda ki değişim yaşamdaki duruşumuzu etkiliyor.
Unutmamamız gereken en önemli şey çözümün kendimizde olduğudur. Hayatımızı değiştirecek güç bizde var. Cildimizde bir kesi olduğu zaman müdahelesiz kendiliğinden onarılması gibi.
Her insanın içinde kendini iyileştirmesi gereken enerji yaratacak mekanizmalar vardır. Farklı yöntemlerle bu mekanizmaları aktif hale getiriyoruz. Bireysel kendi yapabileceğimiz yöntemler çok. Bunun yanında yardım almamız gereken, uzman desteği gerektiren süreçlerde mutlaka olacaktır.
DR. HAVVANUR KELEŞ